Salı, Ağustos 31, 2010

Dışarıdan

Merhaba, dışarıdayım bugün. Yani tüm gün değil tabi, şu an. Dışarıdan yazıyorum. Çünkü ev çok hareketli. hayır, öyle çok iş falan yok. Kimsenin gelip gittiği de yok. Olağan tempo. Sadece kafamın içinden kaçmaya çalışıyorum dışarıda. ..

Atamam gerçekleşti. 2 yıldır (hatta 3 yıldır) uğraşılan, doktora burslu öğrenci olup, ders verdiğim zamanla aynı parayı alacağım, haftada sadece 2-3 gün ofise gidip çalışacağım, ortalamalarını ne yazık ki son derece vasat tutan sevgili acaip öğrencilerime daha fazla "ekspoze" olmayacağım bir dönem başladı. Bilemiyorum, acaba artık kafam daha iyi çalışır, kendimi doktorama verebilir miyim.. Çünkü Kasım ayında tekrar sınav var, tez konumu savunmam lazım. E bari o gün doktorayı da veriversinler, daha yazmadığım şeyi nasıl savunmamı bekliyorlar?? Acaip sinir yaratıyor bu mesele bende. Biraz birilerine sinir olup bilensem bari ama o da olmuyor. Kimseye de kızamıyorum, sadece gücenebiliyorum. Böyle bir tip oldum çıktım. O tür titreşimler giremiyor hayatıma artık. Atomlarıma ayrılacakmış gibi oluyorum yoksa! Ben de 2 yıl sonra YE, Dua et, Sev türü bir kitap çıkaracğım kararlıyım. Hem de bu günlükten çıkarmayı planlıyorum, haberiniz olsun! Ona göre!!

Nereden nereye..Şimdi şu kahve dükkanında çantamdan çıkarıp okumaya başlasam çok afişe olur muyum acaba şu kitabı? Halbuki,inanın, güzel bir kitap. bana konuşuyor. Kendi hayatımı aramam çok iyi hir şey değil karşımdaki yazında. hatta belki buna yazın da demez, tabi ki bundan 100-150 yıl sonraki edebiyat literatürüne girecektir, kesin. Bridget Jones'un Günlüğü'nün gireceği gibi..Defoe'nun Moll Flanders romanına benzetirim o kitabı ben. tabi yazarı kadındır bu defa ve her iyi satan kitap gibi filmi çekilmiştir.. Bir sınıfta zavallı bir kadın hocanın karşısınsaki acaip üniveriste ya da lise öğrencilerine 20-21 yy.daki kadın özgürleşme hareketi çerçevesinde bu kitapları anlattığını çok net görüyorum. ama tabi ki önündeki öğrenciler Allah bilir ne kadar iplerini koparmış  olacaklardır ki, bu tür kendini arama, özgürleşme, sistemden kendini sıyırma ve özgün yaşamı bulma olayını anlamayacak ya da ilginç bulmayacaklardır. Halbuki ben olsam orada Lukacs'a, Marks'a sarıp gerçek hayat- edebiyat ilişkisinden girerim, onlara kendilerini iyice cahil hissettirmeden de sınıfı terk etmem!!! KIh KIh KIHHHHH.. Ben böyle bir hocayım işte! Tabi Orhan Pamuk'un şimdi çıkmış olan, o zamanın 150 yıllık yapıtı olarak duran hayat- edebiyat kitabını ve Roland Barthes'ın Roman Kuramı kitaplarını da katarım!!! Hepsini okuma listesine sokarım.. Bir daha da yüzlerini göremem ve withdrawal haftasında hepsi sınıfımdan kaçışır!! Canıma değsin. Ben böyleyim işte! Ben böyle değilim-onlar öyle.. Bezdirdi bu öğrenci milleti beni! Tembel yaratıklar..

Ne diyim. Dolu muymuşum ne?
Neyapacaktım ben? Neden içimi dökmem benim böyle kafamı karıştırıyor? Bu tür meselelerin beni tüketmesine izin veriyorum. Tüketiyor mu gerçekten? Görüyor musunuz, soruların sonu yok, uzaya doğru uzayıp gidiyor! Bu durumda cevapları da olamaz.. En iyisi düşünmemek ya da meseleleri sorun olarak görmemek. denklemlere gerçekten de gerek yok.. Onca matematik dersi boşa mı gitti? ben şu an edebiyatçı- sanatçı tarafına yakın olsam da, görüyorsunuz, beynim matematik üretiyor!! matematik acaba beynimizin anksiyete üretme potansiyeline cevap olarak kurgulanmış bir savunma sistemi mi?? Üstelik 17. yy.da Sir Isaac Newton Mathematica Principia eserinde herşeyi kompleks bir matematik dilinde formüle edebilmekle başardığı şeyden şu an hepimiz insanlık adına gurur duymuyor muyuz?? Derslerde bunu söyledğimizde bir an şöyle durmuyor muyuz? BU insanlığın karanlık ve bilinemez karşısında başardığı bir zafer olarak mini bir saygı duruşu değil de ne? Her şey o bildik anksiyeteye karşı mı? Olamaz. Olmasın.. Bunun ucunu burada bırakıyorum.

Saat 13.39. Yeğenimi görmeye gidecek miyim?Bu 3. haftası sanırım. Evet. Ne kadar daha yatacak bilmiyorum orada. Benden kaos teoremi hk. kitap ve küçük resim defteri ve cepli basketbol şortu istedi.. Acaba bugün gider miyim? Neden gitmeyeyim ki.. yapacak ne var? Bilmiyorum. Sanırım gideceğim.
Görüşürüz, kendinize iyi bakın- sakın patlayıp etrafa dağılmayın! :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder