Bu nasıl bir hava böyle? Kışa veda ediyoruz derken herkes gafil avlanıyor- öksüren, hapşıran, burun çeken gırla.. O nasıl bir rüzgar öyle? örme beremi tüm kış güzel güzel giydim, melon şapkama gerek duymadan, martın çalımını yiyiverdim. Burnum tıkalı.. Burnun etrafına, üstüne dokunduğumda pırt pırt ediyor.. Çok komik geliyor bir taraftan da. Oyuncağı olmayan çocuklar elleri ayakları ile oynar ya, benimki de o hesap galiba :)
Elleri ayakları ile oynayıp kafasını, gönlünü hoş eden bir çocuk olabilsem ne güzel olur. Gerçi bu hala etkili bir yöntem, o kadar büyümüş de değilim. 38 çok da büyük bir yaş değil! Sorumlulukların insanın belini bükebileceği bir yaş.. Ya da korkuların, beklentilerin.. Bugün çocukluk arkadaşım kızı ile geldi, caddeye çıktık, sonra geldik bizde oturduk.. Okul meselelerini konuştuk çocukların. Gözüm korktu. Benim oğlum 11 yaşında ve seneye malum şu acaip sınav koşturmacasının içine o da girecek. Bu mesele bizzat beni bastığı için ona nasıl bu süreci normalleştireceğimi, çekilir hale getirebileceğimi bilemiyorum. Aslında, çoğu zaman kendime kızıyorum, bir derlenip yurt dışında iş bulamadın, bir düzgün başvuru yapamadın diye.. Ne olacaktı o zaman? benim böye acaip bir huyum var: tembelliğimi inançsızlığımla- şüpheciliğimle örtmeye çalışırım. Çok kötü.. Neyse.
Yani benim oğlum, seneye hangi okulda olacak? Diyelim ki o okula girdi, oraya alışmaya çalışırken daha, o acaip sınav silsilesi başlayacak.. Akademik başarısını bu etkileyecek. zaten daha şimdiden bozuk çalıyor, okul neden değişiyor ki diye.. haklı çocuk. Ben de o sınavlara neden girdiğimi hiç anlamamıştım. Babamın inadından sadece 2 okul yazılmıştı: Kadıköy Anadolu ve Üsküdar Amerikan. İkisi de olmadı ve ben 2 hafta Erenköy Kız Lisesi'ne gittim, sonra rahmetli dedem gazete ilanında benmm okulun kontenjan duyurusunu gördü de orada devam ettim.. Işık. Oğlum da öyle iyi bir okula girsin istiyorum doğal olarak.. Ama sınav sonucuna annem nasıl bozulmuş, üzülmüştü..herkes karalar bağlamıştı ama benimle konuşan yok! ben de dedim ki herhalde çok kötü oldu bu, bunu kendimce ifade edeyim, sonuçtaki sorumluluğumu üstleneyim; aldım etrafta elime geçen kağıt parçalarını, koydum aralarına karbon kopya kağıdını, yazdım.. Neler yazdım? İşte, "ben çok aptal ve tembel bir çocuğum.. başaramadım.. herkesin üzülmesine sebep oldum.. üzgünüm " gibi şeyler. Bu kağıtları da evin çeşitli köşelerine özenle yerleştirdim. E, malum, bulunca duygusal anar falan filan.. Ama duygu sömürüsü için değildi .. Sorumluluk almıştım kendimce! Birileri belki daha iyi sınav oryantasyonu yapsaydı, sorumluluğu çalışrken alır daha önceden bir yerlere girerdim, ama işte aynı hesap; iyi bir okula girdim nihayetinde.. :)
Umarım oğlum da başarır, talihi ve aklı yardım eder..
Daha yazacak o kadar çok şey var ki.. Ama çok yoğun bir gündü ve sırtım hesap sormaya başladı bile.
Göürşürüz :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder