Pazartesi, Temmuz 19, 2010

Merhaba,
Bir kaç hesaplaşma gerekiyor. kendimle.
İçin rahat etmediği durumlarda bunu ertelemeden; olayın yok olup tortusu ile baş başa kaldığın kerteye vardırmadan bunu halletmek gerek.. doğru hesabı çıkarmamış olabilirim sonunda, fakat erken kalkan yol alır; bakiye boş kümeden iyidir her zaman.

Meselenin biri oldukça önemli, fakat mesleki, entellektüel boyutta bir mesele. Çok sıkıştırmıyor. Diğeri ise bire bir çevrem ile ilgili; bir hareketimin doğruluğunu anlamaya yönelik bir soru. İkincisiden başlayalım:

Geçen haftalarda kötü bir olay yaşandı, bir apartman toplantısı basılarak cinayet işlendi. Bunun detayını da apartmanda yakını olan bir dostumdan öğrendim. Zor bir haber- almak istemeyeceğiniz türden. Fakat dün akşam da benim bitişik komşum sahanlığa çıkarak anormal bir terör estirdi. detaya girmeyeceğim, sinirlerim çok bozuldu, korktum ve polis çağırdım. Ciddi bir kabadayılıktı, o an karşısına birisi çıksa ona kalıcı bir zarar verebilecek durumdaydı adam. Nitekim kattaki diğer kapılar açılmadı, herkes sindi. Ben buna mı kızdım, adam meydanı boş buldu, bundan sonra da rahatsızlık yaratır, arsızlaşır mı dedim bilmiyorum, çağırdım işte polis.. 4 memur geldi ve adamı zor sakinleştirdiler; konuşarak. Bir sürü tehdit, kabalık, küfürden sonra bir sükunet.. insan o polisler hiç gitmesin istiyor- ya onlardan sonra bir şey ederse diye.. Neyse ki bir şey olmadı. Fakat sonra gel uyu.. Dualar edildi, olumlu düşünüldü vs.. ardından kötü rüyalar! Neyse ki oğlum evde değil diye uyurken, rüyamda bu adam beni ve oğlumu kovalıyor, biz arabayla benim üniversiteye kaçıyoruz, malum okulda her taraf güvenlik kaynıyor- ayık kafamla hep dalga geçtiğim, kınadığım şey, rüyamda hayat kurtarıyor! Bu sabah ayrı bir muhabbetle gittim dersime! Neyse.. şimdi düşünülen: polisi çağırmak doğru bir şey mi? komşuluk ilişkileri, duyarsızlık, kimsenin yeni gelene bir güler yüzle "güle güle oturun" dememesi.. böyle düşünüyorum işte.. Komşuma ihanet etmiş gibi hissediyorum.. evet, ben aşırı toplumcu bir insanım gerçekten de! Mutluluğumu ve bekentilerimi kamusal alana resmen transfer etmiş olduğumu görüyorum.. bu da benim dönüşüm hikayemin bir parçası işte.. dramım demeye içim el vermedi..

Diğer mesele ise tiyatro eeştirmenliği hakkında. bu akşam seyrettiğim bir oyuna karşı tavrımın fazlasıyla kişisel olduğunu düşündüm. Evet, herkes durduğu yerden bir ışık tutsa bir olaya ne güzel aydınlanır pek çok alan, ama benimki ışık mı emin olamadım bu akşam ve bu iyi bir şey. reji asistanı arkadaşım, belki de onu sevdiğim ve aklına, yüreğine ve iyi niyetine değer verdiğim için şapkamı bu şekilde çıkarıp önüme koymuşumdur. bu da inanın çok iyi bir şey; çünkü ben giderek yabanileştiğimi ve bunun işime yansıdığını düşünmeye başladım!

derin konular bunlar..
sevgiler..

5 yorum:

  1. Sevgili Misk, siz benim verdigim diyeti ne zamandir takip ediyorsunuz diye sormak istiyordum, guzel blogunuza dalip gittim...

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Mehtap Hanım,
    Sizi burada gördüğüme nasıl sevindim, anlatamam! Hoş geldiniz:)

    Ben Şubat ayından beri blogunuzu çok severek, içim açılarak takip ediyorum, oldukça fazla şey de öğrendim. Popüler tıbbı ben de herkes kadar takip ediyordum, ama sizin blogunuz uygulama şevki yarattı bende, teşekkürler!

    Benim bir kilo sorunum yok sanırım, genelde 1-2 kilo alıp veririm, spor yaptığım dönemler olur, sonra araya başka dönemler girer, yani rejim yapmış biri pek değilim, doğumdan sonra denediğim bir kaç şey dışında. Blogunuzdaki sınıfta önerdiğiniz listeden de kendime güzel ilkeler edindim, fakat son paylaştığınız iyi-kötü hafta rejimine geçen hafta salı günü itibarıyla başladım, giderek daha ciddiyetle uyguladım (çok da ciddiyet gerektirmiyor gerçi, çok rahat bir yöntem geldi bana) bugün de kötü haftama başladım. Kendimi çok iyi hissediyorum, kilomu bilmiyorum, herhalde 50-51 arası (boy da 1.60 civarı). Zaten yemekle aram yoktur, unuturum, işe dalarım, çanlar çalınca hatırlar yerim, oğlum olmasa! fakat başladığım doktorayla beraber sistemim bozuldu, değişik duygular, yorulmalar, (yaş 39- bu işler için geç kaldım aslında- hayat bende 30 sonrası başladı gerçi:) reflü sorunu, dengem bozuldu ve irade sorunları da ortaya çıktı.. Bu yeni verdiğiniz yöntem zorlanmadan disipline girmeme yardım etti. Kötü hafta da kulağıma hiç kötü gelmedi, neyse ki part time çalışıyorum ve yaz tempom düşük. Tartılmıyorum, ama geçen sene giyemediğim eteklerimde rahatım, yuvarlanmaya başlayıp canım sıkan bir takım hatlar da düzelmeye başladı:)
    Büyük keyif alıyorum yazdıklarınızdan, yola devam sizinle:)
    Sevgiler, Bahar

    YanıtlaSil
  3. Bahar merhaba,
    Yemekle aram yoktur, unutur işe dalarım demişsin ya, benim öyle dönemim ne az, onu düşündüm! Sağlıklı yaşamlar...

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Tijen,
    Keşke senin kadar güzel işler çıkarsaydım yemek konusunda da hayatım yemek masasında geçseydi! Senin kitapların tam terapi araçlarım; baş ucu kitaplarım. Üstelik Teoman da bir şeyler yer içerken birden soruverir bazen, anne bunun faydası neymiş, Mevsimlerle Gelen Lezzetlere bakalım diye.. İçimiz açılır her defasında.. aradığımızı bulamayınca da biraz bozum oluyoruz gerçi, ama o zamandan da diğer kitaplarına bakıyoruz :) ellerine sağlık!

    YanıtlaSil
  5. Ben sizinle iki kere tanismis oldum boylece cok guzel bir siir araciligi ile...

    YanıtlaSil