Birr sürü zaman geçmiş, neredeyse mart bitecek! ne çok şey oldu halbuki. blogların kapanması sinir ve moral bozukluğu yarattı ve ben yine bir küskünlük krizine kapıldım galiba.. halbuki bahar geldi!!
BU yıl baharın gelişini çuhalarla kutladım. bir de açelya ile. çiçek kadar güzel bir şey var mı dünyada? bir de çocuk.. insanların renkleri çiçeklerden öğrendiği besbelli.. nasıl tavlıyorlar çuhalarım beni her sabah! sabah mutfağa girip bir göz atıyorum, içim ferahlıyor.. arada yapraklarını temizlemek, çiçeklerini ayıklamak beni sakinleştiriyor ve içim tebessüm ediyor. bir akşam üstü mutfak masasının üstüne aldım, hala minik saksılarının içindeler; orada toprakları, kökleri, yaprakları derken, turuncu olanı ince, bal gibi kokusunu yolladı bana! bayıldım o an, orda! ben çuhaların böyle koktuklarını bilmezdim! tabi hep caddelerde, dış mekanarda gördüğümüz için alamıyoruz kokusunu fakat hanımeliyle boy ölçüşecek muhteşem bir kokusu var çuhanın! benim en mis kokulu çuham turuncusu çıktı, beyazları da çok güzel kokuyor, ama turuncu kadar değil. Ve bu sabah, haklı arıları da gördüm üzerlerinde uçuşurken. ve tabi ki doğa güncesi blogunun yazarı bir sürü güzel bilgi paylaşmıştı geçen hafta, mesela yenebildikleri üzerine! kıyabilir miyim bilmiyorum, ama çok dekoratif olacakları kesin her türlü ortamda, dondurmalar, meyve salataları yanında mesela!
Efendim, hiç doğru dürüst pazar alışverişi yapıp güzel meyvelerden reçeller marmelatlar yapamadım daha, sene başında niyetlendiğim gibi, ama olsun, daha mart sonundayız. bu da turfandaların mevsimi zaten, biri yeni geliyor, biri gitmek üzere; kapı eşiğinde misafir uğurlarken yeni gelenleri selamlıyoruz! ama bu hafta pazara gidip muhteşem çilek buldum mesela! yaz başında iyi çilek bulup reçel yapmalı.. bu aralar elma kompostosu en iyi fikir herhalde..
Bu kadar eksenimden niye koptum? dünya çalkalanıyor,biliyoruz. artık bunu görmek için medyum olmak gerekmiyor.. ama ben de uydum bu çalkalanmaya, doktora yeterliliği verdim, bir de fulbright bursuna başvuru yaptım.. o beni bayağı yordu. çok formalitesi vardı. olmazsa bozulucam yani, bari en azından Ankara'daki mülakata çağırsınlar! :)
başkaa..bir de iş arıyorum, kulağınızda bulunsun!
Şimdilik bu kadar, özlemişim burayı,
güzel bir bahar, sonrası da hafif, serince, hareketli, bereketli, neşeli, gamsız bir yaz olsun hepimiz için:))
sevgiler
BU yıl baharın gelişini çuhalarla kutladım. bir de açelya ile. çiçek kadar güzel bir şey var mı dünyada? bir de çocuk.. insanların renkleri çiçeklerden öğrendiği besbelli.. nasıl tavlıyorlar çuhalarım beni her sabah! sabah mutfağa girip bir göz atıyorum, içim ferahlıyor.. arada yapraklarını temizlemek, çiçeklerini ayıklamak beni sakinleştiriyor ve içim tebessüm ediyor. bir akşam üstü mutfak masasının üstüne aldım, hala minik saksılarının içindeler; orada toprakları, kökleri, yaprakları derken, turuncu olanı ince, bal gibi kokusunu yolladı bana! bayıldım o an, orda! ben çuhaların böyle koktuklarını bilmezdim! tabi hep caddelerde, dış mekanarda gördüğümüz için alamıyoruz kokusunu fakat hanımeliyle boy ölçüşecek muhteşem bir kokusu var çuhanın! benim en mis kokulu çuham turuncusu çıktı, beyazları da çok güzel kokuyor, ama turuncu kadar değil. Ve bu sabah, haklı arıları da gördüm üzerlerinde uçuşurken. ve tabi ki doğa güncesi blogunun yazarı bir sürü güzel bilgi paylaşmıştı geçen hafta, mesela yenebildikleri üzerine! kıyabilir miyim bilmiyorum, ama çok dekoratif olacakları kesin her türlü ortamda, dondurmalar, meyve salataları yanında mesela!
Efendim, hiç doğru dürüst pazar alışverişi yapıp güzel meyvelerden reçeller marmelatlar yapamadım daha, sene başında niyetlendiğim gibi, ama olsun, daha mart sonundayız. bu da turfandaların mevsimi zaten, biri yeni geliyor, biri gitmek üzere; kapı eşiğinde misafir uğurlarken yeni gelenleri selamlıyoruz! ama bu hafta pazara gidip muhteşem çilek buldum mesela! yaz başında iyi çilek bulup reçel yapmalı.. bu aralar elma kompostosu en iyi fikir herhalde..
Bu kadar eksenimden niye koptum? dünya çalkalanıyor,biliyoruz. artık bunu görmek için medyum olmak gerekmiyor.. ama ben de uydum bu çalkalanmaya, doktora yeterliliği verdim, bir de fulbright bursuna başvuru yaptım.. o beni bayağı yordu. çok formalitesi vardı. olmazsa bozulucam yani, bari en azından Ankara'daki mülakata çağırsınlar! :)
başkaa..bir de iş arıyorum, kulağınızda bulunsun!
Şimdilik bu kadar, özlemişim burayı,
güzel bir bahar, sonrası da hafif, serince, hareketli, bereketli, neşeli, gamsız bir yaz olsun hepimiz için:))
sevgiler
Evet artık kırgınlıkları, küskünlükleri unutup hayata dönme zamanı. Sevgiler turunç kokulu Antalya'dan.
YanıtlaSilTebrikler. Umarim burs isi de olur.
YanıtlaSilBu arada, kedilere ozenen tek biz degilmisiz, memnun oldum!:)