Cuma, Eylül 30, 2011

ben ne diyorum sen ne diyorsun, şekerim!

bu hayatın güzelliklerine ve anlam gereksinimine dudak bükenlere:

(bendenizden)




Bana hiç yalan gelmiyor bu dünya,

başkasını bilmez ve her şeyi

bu kadar canlı canlı yaşarken.

Diğer dünyaları da gittiğimde değerlendiririm ama

şimdi ve burada olan bütün dünyalara ve hayatlara

değer bana :))



eremedim daha

çiğ geldim çiğ gidicem.

sonra gittiğim yerden

kurtçukları ve larvaları

beni toprak ederken izliycem!!



der misin bana Mevlana, Yunus Emre! ;)



Perşembe, Eylül 29, 2011

Nereden başlamalı diyerek başlamak en iyisi. Hangi ton.. Hangi konu, hangi neşe, hangi sızı..

Çok koşturmacalıı geçti bu ay. Güzel, hem dingin, hem de heyecanlı bir tatilin ardından inanılmaz bir tempopyla geldi bu ay. Okul ve Teo'nun okulu. Bu ikisi hep bir arada koşturuyor beni ve tabi ki kendimi bir arı kovanına düşmüş gibi hissediyorum, aralıksız bir ay boyunca.. Bu arılar arada bana çarpıp beni sokuyorlar tabi. Yetemiyorum pek bir şeye..
Buraya dökmem gereken şeyşer var..Derken:

Süper. Zeynep'ciğim aradı, bulutlarım dağıldı.. Bu yazının da hakkı bu kadarmış:))

10 gün sonra jürim var. Dışarı çıkıp tez önerim üzerinde çalışacağım. Başlangıç başlangıçtır!

Pazartesi, Eylül 19, 2011

anne kurtaran tatlar -2-

Merhabalar, şu ilham perisinin ne zaman omzunuza zıplayacağı hiç belli olmaz sağolsun.. Bugün markette yanından ilk geçişimde "olmaz ki canım, tatlı lor dediğin böyle mi olurmuş ki" dediğim sürülebilir loru sepete yine de atmışım! eve geldim, yiyip duruyorum. Bunu neyle yesem, neyle yesem... hmm.. bal? meyve? hangi ekmek? hmm..pfpfpfpff. olmaz, bunu yiyip duruyorum, tadını alıp orada bırakmak gerek.. bunu nasıl yemeli? beni bu kadar neden cezbetti bu lor? neden buzdolabına bir koyuyorum, kaşığı ya da bıçağı makineye atıyorum ama sonra tekrar loru çıkarıyorum, tekrar temiz kaşık, ...pfpfpfpfff derken, işte: önümde duruyor: bebe bisküvisi! evet. üzerine sür... hmmm, aman ne güzel. üstüne? bal mı marmelat mı? iki deneme de yapıldı: bal! ama daha iyisi meyve! evet işte, bu sayede okuldan alınan To'nun akşam üstü atıştırması olarak bir anne kurtaran tatlı daha icat edildi:



bebe bisküvisi
sürülebilir lor
üstüne meyve : muz/incir/üzüm.. elma gitmeyebilir ama elmanın üstüne doğrudan lor sürülüp onun üstüne bebe bisküvisi yapıştırılabilir!!!! khhhh:))

ay neyse, çok şükür dalgamızı da geçtik
şöyle bir manzara oldu efendim ve fotosunu çekip anne kurtaran tatlılar kategorisine koyma fikri de oğluştan geldi!

Pazar, Eylül 18, 2011

Kıymetli

Nilambara'dan bir cevap bana (çok kıymetli):

Sevgili Misk, galiba en iyisi notr olabilmek, dengede kalabilmek her kosulda... yok farzetmek de icinde kaybolmak da ayni oranda riskli ve faydasiz... yasamak, akmasina izin vermek, izlemek ve bitirmek, tasimadan, ezmeden ezilmeden...


sonucta bizi biz yapan anlar bunlar... degismeden rutin kalan duragan olanin hic faydasi olmaz bize, bu dalgalar bu acilar bu firtinalar bizleri guclendiren... :)